Benimle iyi olun, yeni üyeyim
Üyenin yaşı : 53 Mesaj Sayısı : 4 Rep puanı : 0 Rep gücü : 5832 |
| Konu: ugruna marslar bestelenmis bir genc osmanli GENC OSMAN Ptsi Ara. 08, 2008 12:00 am | |
|
| | | | Bir yiğitlik destanı
Sultan 4. Murad Han’ın ordusu Bağdat kapısına dayanınca yiğit Türk genci “Genç Osman” kılıcı belinde, üç hilalli Türk bayrağı elinde surlara tırmanmaya başladı. Bir yandan savaşıyor, diğer yandan yoldaşlarına bağırıyordu: “Ha bre urun kurtlarım, başımız kalmazsa şanımız kalır...”
Yıllarca İslam hilafetinin merkezi olan Bağdat, hem bir ilim ve kültür merkezi olarak, hem de zenginliği ile her dönemde bölgenin gözbebeği olmuştur. Bu sebeple Osmanlılar da Bağdat’a büyük önem vermişler ve Kanuni Sultan Süleyman döneminde 1534 yılında fethedilerek imparatorluk topraklarına dahil edilmiştir. Yaklaşık 100 yıl sonra Safeviler, Bağdat’ı işgal edince Sultan 4. Murad Han, düzenlediği ve bizzat katıldığı seferle 1638 yılında şehri geri almıştı. Bu sefer sırasında geçtiği rivayet edilen ve “Genç Osman” adındaki Türk gencinin yiğitliğini anlatan çok meşhur bir olay vardır. Çok yazılıp, çok anlatılmış olmasına rağmen her okunduğunda insanı duygulandıran bir hikayedir.
“Bıyıklarında tarak dura” Sultan 4. Murad’ın Bağdat seferine karar verdiği günlerdeydi. Sadrazamını huzura çağırtıp ferman eyledi: - Ordu-yı hümayunumdaki şahbazlarım tuvânâ (güçlü, kuvvetli) ve yiğit kimesnelerden (kimselerden) seçile. Tıfıl olanlar karıştırılmaya. Bıyık ve sakallarında tarak dura. Fermanım bütün memlekete ilân edilip bununla amel oluna! Hazırlıklarını ikmal eden ordu nihayet “Gaza vaktidir!” deyip sefer başladı. Yolda birçok Anadolu evlâdı fevc fevc (gruplar halinde) ordu-yı hümayuna katılmak üzere güzergâha dökülmüştü. Sadrazam bunları bizzat gözden geçiriyor ve matluba (isteğe) uygun olanları deftere kaydettiriyordu. Bir gün gönüllüler arasında 17-18 yaşlarında bir delikanlıyı gördü. Yüzü güneşten yanmış bu gencin bıyıkları henüz terlemişti. Sadrazam başından korkarak onu geri çevirmek istediyse de çocuk ısrarcı davranıyor, peşlerinden ayrılmıyordu. Nihayet sadrazam onu kendi hizmetine almak zorunda kaldı. Bağdat yakınlarına gelinmişti. Hükümdar orduyu teftişe çıktı. Sadrazam, emrine aldığı delikanlıyı bir sandığa saklamak zorunda kalmıştı. Ne var ki, hünkâr karargâhın her yanını dolaşıyor ve merakını mucip olan her soruya cevap istiyordu. Nihayet sadrazamın eşyaları arasında sandığı görüp açtırdı ve çocuğu gördü. Öfkesi ateşi bile yakan 4. Murad Han, çocuğu karşısına alıp gürledi: - Gel bre ferman dinlemez asi! Bıyıklarında tarak durmalı buyurmuştum. Ya sen niçin emrimi çiğnersin? Delikanlı gazel yaprağı gibi titrerken ağzından şu sözler döküldü: - Şevketlü hünkârım, elbet benim de bıyıklarımda tarak durur. Bu sefer hünkâr şaşırmıştı. Delikanlı onun hayret dolu bakışları arasında kuşağından bir tarak çıkarıp bir anda üst dudağına geçiriverdi. Tarağın dişleri dudağına batmıştı ve sanki bıyıkta duruyor gibi durmaktaydı.
“Bağdat’a ilk sen giresin” 4. Murad delikanlının yanına yaklaştı. Tarağın dudağa batmış olduğunu, bunun acısıyla zavallının gözlerinden yaşlar gelmeye başladığını gördü. Çelik yüreği birden yumuşadı, sinirleri yatıştı. Hatta bu cesaret biraz da hoşuna gitti. Munis bir tavır ile sordu: - Senin adın nedir bakalım? - Osman, şevketlûm. Bu sefer hünkâr sadrazamına hitaben, - Lala, Osman’ı öncü yiğitlerime serdar ettim. Sonra Osman’a döndü: - Osman’ım, dilerim Allah’tan Bağdat’a ilk giren şahbazım sen olasın!
Osman kalenin burcunda Bir hafta sonra Bağdat kuşatılmış, öncü birliklerin kılıçları duvarlara çarpar olmuştu. O sırada Osman’ın, yiğitleri önünde surlara tırmandığı görüldü. Kılıcı belinde, üç hilalli Türk bayrağı elinde idi. Surların üzerine çıkar çıkmaz kılıcını çekip karşısına ilk çıkan askeri ikiye biçti ve bayrak gönderini kale burcuna sapladı. Bir yandan savaşıyor, diğer yandan yoldaşlarına bağırıyordu: - Ha bre urun kurtlarım, başımız kalmazsa şanımız kalır... Osman’ın kale burcuna diktiği bayrak ordunun cesaretini bir anda bire, beşe katlamış, her yandan surlara tırmanan gaziler görülmüştü. Osman bu çarpışmada şehit oldu. Ancak adamlarının kulaklarında şu sözleri uzun süre çınlayıp durdu: - Koman kurtlarım! Gün gaza günüdür, cennet sizi bekliyor... ..Ve Bağdat 40 günlük kuşatmanın sonunda teslim olur. | | | | |
PAYLAŞ |
|
| |
|
Yönetici
Cinsiyet : Erkek Üyenin yaşı : 41 Mesaj Sayısı : 965 Rep puanı : 1011 Rep gücü : 9531 |
| |